DNA
MODELİNİN İCADI
Watson ve 37
yaşındaki arkadaşı İngiliz Kimyacı Francis H.C. Crick'in biyologlarca
deoksiribo nükleik asit ya da DNA olarak bilinen olağanüstü bileşiğin yapısını
ortaya çıkarma çabaları hep sonuçsuz kalıyordu.
1867'de keşfinden
beri DNA'nın her canlının her hücre çekirdeğindeki uzun aşırı ince iplikler
şeklinde bulunduğu görülmüştü. DNA'nın vücudumuzun her hücre merkezinde 2 metre sarılmış uzunlukta
bulunması şaşırtıcıydı.
DNA'nın kendini
çoğaltma yeteneği olayları bölünme ve korunması şeklindeki hayati olayları
kontrol eder. Hücrenin çoğalma ve bölünme özelliği canlı yaratıkları cansız
maddeden ayıran temel etkenlerden biridir. Ve bu nedenle DNA yaşamın temeli
sayılmaktadır.
Watson ve Cirick'e
göre DNA'nın çalışma prensibi bu büleşiğinm yapısı yoluyla en iyi biçimde
anlaşılabilecekti. Yıllarca süren ümitsiz çabalardan sonra iki arkadaş
1920'lerde sanat
dünyasını altüst eden kübist heykellerden birine benzeyen tuhaf bir model
yaptılar bu günümüzdeki çift helisin ilk modeliydi. Yapılan buluşun devrim
niteliğindeki sonuçları iki bilimadamını 1962'de Nobel ödülünü kazandırdığında
DNA'nın 3 harfi dünyanın tanınmış kısaltmalarından biri olmak üzereydi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder